12 Temmuz 2009 Pazar

TroubleZone'a Veda


Pılımı pırtımı topladım... Binbir emek vererek 3 yılda dekore ettiğim odamı 3 koliye sığdırıp, western filmlerindeki çalı çırpı misali ortalıkta uçuşan toz yumaklarını saymassak bomboş olan odanın göbeğine tüm duvarlara eşit mesafede oturdum.. Bomboş odada parmağımla sevişen klavye tuşlarının şehvet dolu sesleri yankılanıyor.. Kucağımda dibi ütü gibi ısınmış olan laptop, sağ tarafımda ekrana bakarken bile uzanıp alabileceğim mesafedeki ılık kahvem..  Fonda Billy Joel'in sesi ince ince işliyor ruhuma "When will you realise? Vienna waits for you"... Ve Yaşar Kemal ağlıyor sanki hissediyorum "Nolur daha fazla betimleme yapma" deyu :D

Sahi ne zaman farkına varacağımın farkına varmadığımı farkettim. Halbüsü bavullarımı bile hep orayı düşünerek tıka basa doldurdum ettim kabanıydı, eldiveniydi efendime söyliyim içlik donuydu (:D).. Masaüstü arkaplanımda bile (görmemişler gibi ehehe) Avrupa haritası varken, gitmeyi hayal ettiğim yerler işaretlenmişken hala "farkına" varamamıştım bu ciddi değişimin, ciddi ciddi bu şehri, bu ülkeyi 1 seneliğine de olsa terk edişimin.. 

TroubleZone der metropolden gelen öğrenciler Trabzon'a.. Ya da en azından ben öyle diyorum, siz de demiyorsanız artık bundan gayrı deyin.. Ne kadar saysak da, sövsek de giderken hüzünleneceğimi düşünürdüm.. Yanılmışım.. Tek buruk anı, döndüğümde mezuniyeti kaçıracak olmam olabilirdi ama üniversite mezuniyeti asla bir lise mezuniyeti gibi olmuyor, heyecanla beklenmiyor.. Kimse ümitlenmesin "vay efendim şöyle müthiş mezuniyet böyle kral mezuniyet" diye.. Üniversitenin sonlarına doğru herkes kendi derdine düştüğünden yalan dolan üniversite arkadaşlıkları daha bir yüzünüze yüzünüze çarpıyor.. Anadan üryan tek başınıza sınavlara gidip gelirken, tek başınıza çalışırken daha iyi anlıyorsunuz bunu.. Sürü psikolojisinin dibine vurulan ilk 2 senenin ardından 3. sene darmadağın olan arkadaş gruplarının ardından böyle düşünüyorum belki de..

Velhasıl Trabzon'dan çıkışım temelli olmasa da, okulumu Viyana'ya gidişimden ötürü -hiç pişman olmadığım bir sebepten- uzatacak olsam da bir sevinç var içimde.. İlk öpücüğe yeltenen bir aceminin, dur durak bilmeyen kalp atışı nezdinde olmasa da, yazın ilk magnumunu yiyen insan evladı kadar heyecanlıyım. Hele ki Ankara'da karara bağlanıp belirlenmeye çalışılan belirsizlikler de acı acı bana sırıtırken..

İşte gidiyorum TroubleZone; bir şey demeden.. Döndüğümde beni pek özlemiş olma zira ben seni pek özlemiycem bebişim, sonra hayalkırıklığına uğrarsın neme lazım..

Elveda bir daha göremeyeceğim, beni görmek için çaba sarfetmeyen güzide sınıf arkadaşlarım.. 4 senede bitiremeyen gudikler, size değil lafım ehehe kodumun tembelleri :D

Merak edenler olabilir: EVET odam kare.. Öperim ballarınızı..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder